Çocuksu Düşünce Sistemi ile Yetişkin İlişkisi Kurmak
Çocuksu davranışlardan ve çocuksu düşünce sistemin...
Bedenin algılanışı benliğin derinliklerinden gelen yansımaların kırılmalarıyla ortaya çıkar. Benliğin derinliklerinden yüzeye gelene kadar çok yol kat eder ve bu yolun sonucunda bedenin tasarımı oluşur.Tasarımlanan beden artık görünenden farklıdır.bu farklılığın niceliği ise benliğin yapılanmasıyla şekillenir.Yapılanan ve yapılanmaya devam eden yani dinamik olan beden dönem dönem şekillenir.
Benlik yapısı ve bedenin tasarımı da kimliğin oluşumuna açılan kapıdır.Beden benlik ve kimlik arasındaki bu geçişimlerle etkileşimli ve bütünleşmiş bir yapı ortaya çıkar.Benlik bedeni sarar,kapsar.Kimlik ise bir sonuçtur.Benlik ve beden birbiriyle daha çok kenetlenmiş iki unsur olup sürekli bir temas ve etkileşim halindedir.Benliksiz bir beden ölüdür.Beden ve benliğin etkileşimi derinin bedeninin örtüsü gibidir.Hem örter hemde onu açığa çıkarır meydana getirir. Beden ve benlik arasındaki etkileşim içerden dışarı doğrudur,bedenin duruşu pozisyonu benliğin pozisyonu ve duruşunun sonucudur.Bu anlatılanlardan bedeninin statik ve etkisiz olduğunudan söz edemeyiz.
Beden mesajı alan ,ileten içerden haber veren içeriye götüren ve içerden bahsedendir.Hatta bazı kişilerde beden benliğin yapısı,durumu hakkında fazlasıyla aktif rol oynar ve onun sözcülüğünü yapar.Tıpkı bedenlerine zarar veren bireylerde olduğu gibi.Bu kişiler benliğin sözcülüğünü bedeni kullanarak anlatırlar. Keserler,yakarlar çizerler ve onun üzerinde değişimler yaparak benliklerinden haber verirler.Beden br nevi günlük gazete gibi olur ama benzer haberleri içeren. Ya da kronik akıl hastalığına sahip kişilerin benliklerinin zayıflıklarını, hasarını ve cılızlaşan kimliklerini güçlendirmeyi bedenlerini kullanarak güçlendirmek isterler. En ufak bir ayrıntıda meşhur kişilere benzeme arzusu gibi. Bedenlerini o meşhur kişinin bedenlerine benzetmeye çalışarak ve görüntülerini ona uyarlamak gibi. Bizler kişilerin içsel dünyalarını benlik yapılanmasını ve kimlik oluşumunu bedenlerine bakarak da anlamaya çalışırız. Ya da psikosomatik alanında çalışanlar bedeni baz alarak ruhun içine girmeye çalışırlar ve bir nevi bedeninin delikleri, yüzeyi içsel dünyanın derinliklerine inen kapı gibi. Kendine zarar veren bireylerin en çok benliklerini tanımlama, kimliklerini sabitleme ya da değiştirme uğraşlarını bedenlerini kullanarak yaptıklarından bahsetmek gerekir. Bedende açılan bir kesi, oluşan yara içsel yaraların iz düşümü olup içsel yaranın tanımını oluşturur. Bedensel yaralar ve değişimler benlik değişimlerinin benliğin aldığı hasarın ispatı ve kanıtıdır. İzdir, yol dur, içsel delillerdir. Bedensel delile ihtiyaç duymak kendini anlatmanın yada başka türlü anlatamamanın bir yoludur, ilkeldir, ilkseldir ama etkilidir. Ötekinin güzüne sokar ötekini etkiler, etki altına alır ve duyarsızlığı ortadan kaldırır. Burada amaç kişinin bedenine zarar vermesini yüceltmek değil, bu kişilerin anlaşılmak ve anlatabilmek için sarf ettikleri çabayı anlatmaya çalışmaktır.Bu bir şov,teşhir değildir. Bu kişilerin yaptıkların ‘’body art’’ performansından da farklıdır. Onlarda ısrarla bunu söylerler. Bu kişiler duygulanımlarının şiddeti ve etkisiyle dilsizleşmişlerdir. Ve böylece yeni bir işaret dili oluşturmuşlardır' anormal işaret dili' .Bu kişiler için bedenin kendisi iletişim aracı olma konusunda yetersizdir. Çünkü beden aldığı darbelerle ve -bu darbeler ruha da inen darbeler olmuş- beden artık kendi başına iletemez olmuştur. Beden yenilmiş ,benlik yaralanmıştır. Yenilen beden(yenilen ve yenilenmek isteyen) tek başına benliğin mesajını iletemez olmuş aksine acıdan kaynaklı benlikle iletisini koparmak istemiş dissosiye olmuştur. Kesmek, yaralamak kişinin kendisini öldürmesi, değil hasarlı benliği yapılandırmak istemekte yeni bir kimlik oluşturma derdine düşmüştür tabi ki yanlış bir metotla. Bu metot keşfedilmiştir. Keşif öncesi bir sancı, çaresizlik ve buhran söz konusudur. Aktarılamayan ya da aktarılacak olanın ne olduğu bilinmeyen ama hissedilenin arkaik bir dille ifadesi, söz öncesi hatta yazı öncesi döneme dönüş gibi. Kelimelerin yetersizliğinden ziyade kişinin acının dışında dışa vurabileceği bir şeyin olmayışından dolayı.. Boşluk, acı; temelsiz, serbest dolaşan ama sürekli var olan duygular gibi. İsimsiz ve tanımsız olanı vücuda getirmek gibidir kesmek ,yakmak yada bedeni işaretlemek.. Bazıları bedenin hafızasından yararlanırlar çünkü beden kaydeden, saklayan işaretleyen ve izleri barındırandır. Beden sadece ağrıyan değil, acıyandır. Acıyı hapseden, barındıran ve açık delil teşkil edendir. soyutu somut olarak muhafaza edendir. Bedenine zarar veren bir hasta bedenindeki deformasyonla ilgili şunu söylemiştir; işaret o güne dair ,o günü anlatan ve unutturmayan ve unutmayacağımı bildiğim için yaptığımdır. Kayıttır, mesajdır ve o günün tazeliğini muhafaza eder. Kişiler yaşadıklarının öfkesini hapsedeler bu yaralar yaraların içi öfkeyle doldurulmuştur .Bir gün boşaltılmak ve geri çıkarılmak üzere. Çünkü küçük yaşta yaşanan travmaların asıl ezici ve vurucu tarafı çaresizlik içinde maruz kalınana karşı bir şey yapılamayışıdır. Elin kolun bağlandığı ve fizikse ve ruhsal ezilişin hıncı, öfkesidir. Tabi ki tek hakim olan duygu öfke değildir. Öfke yaşananın sonucudur. Bu kişiler bu yaralarla ve kesiklerle tekrar tekrar kapı açarlar içe, benliğe ruhsallığa yada hapsolan benliğe hasarlanmış kimliğe nefes alması için açılmış pencerelerdir
-Kesmek, yakmak ve diğer kendine zarar verme formlarının daha çok ön kola uygulanmasının nedeni, buranın kolay ulaşılabilir olması önemlidir. Kendine zarar veren kişilerin bunu yüzlerine uygulamalarının nedeni yüzün kimliğin yüzü oluşuyla alakasın olmasıdır. Yani yüz kimliğin yüzüdür. Bu yüzden yüzü çizmek kesmek kimliğin üstünü çizmek kimliğe zarar vermek demektir. Bu yüzden kendine zarar verme davranışının kimlikle yakından alakası vardır. Kimliğin değiştirilmesi, kimliğin onarılması gibi. Nitekim kendine zarar veren ergenlerin büyük bir kısmı piercing, dövme, branding gibi uygulamaları kendilerini tamam hissettiklerini söylerler. Bu geçici bir tamamlamaya yönelik düşüncedir .Çünkü piercing ,dövme yaptırmak tekrara eden bir şeydir. Beden üzerindeki modifikasyonlarla birey kimliklerini onardıklarını, tamamladıklarını zannederler. Beden kimliğin hammaddesidir. Beden bellektir. Deri bedeni kuşatır, beden kimliği…Bedene saldırı benliğe saldırıdır .Buradaki saldırı; bozuk, yıpranmış, oluşmamış olana müdahaledir. Sınırlarını kaybetmiş, sabitliğini yitirmiş ya da yitirmek üzere olan deforme olmuş, değişime uğramış ve gelişimi duraksamış olanadır. Duraksamış gelişimi ,harekete geçirmeyi ve bu hareketle yeniden ivme kazanan, gelişmeye yol alan ve bütünleşmeye doğru ilerlemeye yöneliktir. Ama maalesef bu birey tarafından zannedilen ve öyle umulan bir girişimdir. Çünkü bu tip kesmek, yakmak ve diğer zarar verme metotları sadece anlık acıyı dindiren ve rahatlama sağlayan geçici ve sapmış müdahalelerdir. Bu sapmış müdahaleler bu bireyleri yok olma hissine ya da fiziksel olarak kendilerini yok etme davranışına karşı korur bir nevi ölüme ve öz yıkıma karşı son direnme noktasıdır. Böyle bakıldığında bu davranışların koruyucu özelliğini vurgulamak gerekir. Birey neden bu hisse kapıldığını, bu davranışlarıyla içsel yaşantıların ve kontrol edilemez duygulanımları arasında bağ kuramadıktan sonra bu davranışlar bir müddet sonra ortadan kalkıp yerine başka ilkel müdahale biçimlerini sergileyecektir. Yani yeni defansif semptomlar yaşayacaktır, yüzeysel açıklama ve geçiştirmeler sadece semptom kaymasını sağlayacaktır.