Annelik Psikolojisi

Image Description
Annelik Psikolojisi

Doğumdan sonra anne ile bebek arasında oluşan duygusal ortamı tanımlamalar, adlandırmalar- kavramsallaştırmalar farklı da olsa bunun önemini vurgulamayan araştırmacı neredeyse yoktur. İlk dönem anne –çocuk ilişkisi üzerine araştırmalar yapan Spitz bu duygusal durumu ‘’heyecansal iklim’’ olarak tanımlamıştır. Bu dönemde anne karnında bebekle ilgili annenin kurduğu fantezileri, hayallerine ek olarak bu duygusal iklimde de bu bu duygular zenginleşir, renklenir ve bir o kadar da karmaşıklaşır ve bu renklenen, zenginleşen duygularla bebeğin duygusal gelişim serüveni başlar ve bunun etkileri ile hayat boyunca izlerini sürdürür. Bebeğin ruhsal gelişimini bu denli etkileyen annenin duygusal durumu bebeğin heyecansal, duygusal durumunu beslediği gibi ,anne kendi içinde duygusal, duygulanımsal, düşünsel sorunlar yaşıyorsa aynı oranda hatta çok daha fazla yoğunlukta bebekte etkilenir ve yaşam boyunca etkisinden kurtulamaz.

Psikoloji ve psikanalizde hangi teori anneden söz etmemiştir, psikanaliz ,psikoterapi ve danışmanlıkta hangi analizan, danışan ,hasta annesinden söz etmemiştir. Annesiyle ilişkisini değerlendirmeyen, annesiyle ilişkisinden öfkeyle, sevgiyle nefretle söz etmeyen var mıdır? Toplumda ,dinlerde, gelenek ve görenekler içerisinde hangi din ,hangi kültür olursa olsun annenin varlığının ve bakımının önemi hakkında bir şeyler söylemeyen var mıdır? Yetişkinin yetişmesinde, yetişkinleşmesinde, büyümesinde önemli rol oynayanın annenin ya da bakım verenin dışında bir nesneden söz edildiği görülmüş müdür? Anne kimdir? Anne nedir? Annelik nedir? Anne olunur mu? Yoksa içgüdüsel midir? Bütün kadınlarda annelik söz konusu mudur? Kadın olmak eşittir annelik midir?

Annelik öğrenilir mi? Anneliği öğreten bir kurum var mıdır? Anneliği öğreten bir kitap ya da ders söz konusu mudur? Annelik bilgi midir? Bilgi birikimi midir? Annelik beslemek midir? Annelik koruma mıdır? Annelik doğurmak mıdır? Annelik bir yazgı mıdır? Yoksa istek midir? Her kadın anne olmayı ister mi? Mecburen annelik var mıdır? Çocuğunu sevmeyen/sevemeyen anne var mıdır? Anne olmak hazırlık gerektirir mi? Mükemmel annelik var mıdır? Eğer varsa nedir? Annenin annelik algısını bebek değiştirebilir mi? Annelik bebeğin algısından etkilenir mi? Kötü anne olmak bebeğin mükemmel anne arzusunun sonucumu dur? Görünmeyen anne mi? Yoksa onu göremeyen bebek midir?

İşin ruhsal boyutunda bu konuyu tartışmaya geçmeden önce Fmr çalışmalarından elde edinilen bulgularla psikolojik yaklaşımlar arasında paralellik kurarak konuya devam edeceğim.

Yavrularını çok yalayan anne hayvanlarda ve onların çocuklarında sadece dişi yavrularda MPOAdaki oksitosin reseptör bağlanması (Francis ve ark. 2002) ve bu oksitosinerjik nöronlar üzerindeki östrojen alfa reseptörleri ifadesi artıyor (Champagne ve ark. 2003). Yani MPOA oksitosin nöronları annenin çocuğa bağlanmasında önemli olduğu gibi, annelik tarzının nesilden nesile anneden kıza aktarılmasında da önemli bir rol oynuyor. Hamilelik sırasında östrojen ve progesteron annelik davranışa neden olan beyin bölgelerini aktiflemekte oksitosin ve prolaktin reseptör artısını sağlayarak annelik davranışını başlatmaktadır.

Doğum sonrası artan oksitosin ve prolaktin düzeyleri başlayan annelik davranışını sürdürmektedir (de Bono 2003). Annelerde doğuma yakın koku merkezinin duyarlılığında azalma olmakta hatta bebeğin kötü kokularına duyarlılığı azalmakta hatta ödüllendirme olarak algılamaktadır (Numan ve Sheehan 1997).

Annelere kendi çocuklarının videosu ve resimleri gösterildiğinde başka çocukların görüntülerini izlemelerine kıyasla ödüllendirme ile ilgili beyin merkezleri daha aktif oluyor( Noriuchi ve

Ark 2007 ;Eşel 2007)

Doğum sonrası kortizol düzeyi yüksekliği ile çocuk kokusuna duyarlılık ve annelik davranışındaki fazlalık arasında pozitif ilişki var. (Fleming ve ark 1997). ? Gebelikte stresi yüksek olan fareler bebeklerini daha az yalıyor ve temizliyor. Bunların bebeklerinde MPOAdaki oksitosin reseptörleri azalıyor ve ileride iyi anne olamıyor (Champagne ve Meaney 2006). ? Bebekte ileride daha az girişken, strese duyarlı oluyor (Champagne ve Meaney 2006).

fMR) çalışmalarında çocuk ağlama sesi dinlettirilen erkeklerde bariz değişim olmazken kadınlarda anterior singulat korteks etkinlik azalması ve alert durum oluşuyor. Ve aktivite çocuğu olan kadınlarda daha yüksek (Seifrita ve ark. 2003).