Depresyon Tedavisi
Depresyon tedavisi için öncelikle hastan...
Sosyal kaygı, sosyal ortamlarda ve kişilerle olan ilişkilerde otomatik olarak ortaya çıkan eleştirilme, yargılanma, olumlu ya da olumsuz değerlendirilmeye dair otomatikleşmiş düşüncelerdir. Başka bir deyişle sosyal kaygı yetersizlik, utanma, aşağılanma ve bunlardan kaynaklanan depresif duygularla ilerleyen, toplumda bulunan diğer insanlar tarafından olumsuz olarak değerlendirilmeye dair ortaya çıkan korkulardır. Sosyal kaygısı olan insanlar, sosyal ortamlarda (özellikle yeni karşılaştığı) tedirginlik yaşarlar. Sosyal kaygı toplumlarda zannedilenden daha sık görülen ve çok yaygın olan bir sorundur. ABD’de yapılan araştırmalarda kişilerin yaşamında üçüncü büyük acı verici olarak tanımladıkları hayatlarını kesintiye uğratan bir problemdir.
Genelleşmiş sosyal endişe, kişinin neredeyse çoğu sosyal ortamda kendisini sinirli, endişeli ve rahatsız hissetmesine sebep olur, kişi sosyal gruplar önünde konuşmakta güçlük çeker ve bu ortamlardan kaçınır.
Sosyal kaygı bozukluğu olan kişiler genellikle aşağıdaki durumlarda ciddi duygusal sıkıntı yaşayabilirler;
Sosyal kaygıyı yaşayan insanlar bu kaygı ve korkularının yersiz ve saçma olduğunu belirtirler fakat kendilerini böyle hissetmekten alıkoyamadıklarını ifade ederler.
Sosyal kaygının, bedensel, zihinsel ve davranışsal belirtileri şunlardır;
Sosyal kaygısı olan bireylerin sosyal, mesleki olarak ilerlemeleri zor olur. Çünkü sosyal ortamlardan kaçınıp fikirlerini ortaya koyamadıkları için bir takım fırsatları kaçırmaları olasıdır.
İletişim sorunları olduğu için kurdukları ilişkilerin kalitesi düşük ve kısır şekilde gelişir, isteklerini ortaya koyamamaları nedeniyle tatminden uzaktır.
Sosyal kaygı olgusu ciddiye laınması gereken bir olgu olup bu tarz kaygılar bazen başka psikiyatrik bozukluk ve hastalıkların habercisi niteliğinde de olabileceği dikkate alınmalıdır.