Ataşehir Depresyon Tedavisi
Ataşehir depresyon tedavisi için öncelikle hastanı...
Ergen terapisi ve ebeveynlerin ergenlere yaklaşımı, psikoloji biliminin önemli konularından biridir. Ergenlik dönemi, çocukluk ile yetişkinlik arasında bulunan, kişinin fiziksel ve psikolojik olarak değişimler yaşadığı bir süreçtir. Fiziksel değişimlerin haricinde kişide yaşanan bu psikolojik değişimler, hem kişinin kendisi hem de ebeveynleri açısından zorlu olabilmektedir.
Ergen terapisi, terapist ile ergen birey arasında gerçekleşen, ergen bireyin sorunlarla başa çıkmasını kolaylaştıran ve kendini daha iyi tanımasına olanak sağlayan bir terapi yöntemidir. Ergenlik dönemi boyunca ebeveynlerin ergenlere yaklaşımı da oldukça önemlidir. Ergen birey ve ebeveynler arasında sağlıklı ilişki kurulabilmesi için ergen terapisi oldukça büyük fayda sağlamaktadır.
Ergenlik geçiş dönemi olarak tanımlanabilmektedir. Aslında ergenlik dönemi sorunları, ergen bireyde gözlemlenen kaygıların ve yaşanan gelgitlerin temelinde, bir geçiş süreci olmasının etkileri bulunmaktadır.
Ergenlik, artık çocukluk döneminin sona ermeye başladığı ve yetişkinliğe yavaş yavaş geçişin yaşandığı bir dönemdir. Ergenlikle birlikte birey, artık çocuk olamama ama öte yandan yetişkin de de olamama çatışmasıyla karşı karşıya kalmaktadır. Bu süreç, aynı zamanda vücutta yaşanan fiziksel değişimlerle birlikte, bir değişime adaptasyon aşaması olarak tanımlanabilmektedir. Birey, fiziksel olarak kendine yabancılaşma ama aynı zamanda kendini bulma sürecini ergenlik döneminde yaşamaktadır. Vücutta yaşanan hormonal faaliyetler, fiziksel değişimler ve bunların toplamı olarak bir kimlik kazanma süreci olan ergenlik, psikolojik açıdan yoğun ve hassas bir döneme işaret etmektedir.
Çocukluk ve yetişkinlik arasındaki ergenlik süreci, psikolojik düzeyde bir kendini bulma, dolayısıyla kimlik kazanma sürecidir. Ergen birey, bu süreçte kimliğini kazanmak amacıyla daha çok sorgulamaya, kavramların karşılığını daha yoğun yaşamaya ve bütün bunlar doğrultusunda sosyal anlamda var olmaya yönelmektedir. İç dünyası ve fiziksel yapısıyla oluşturacağı kimlik, aynı zamanda dini, kültürel, mesleki ve cinsel bağlamda bir var oluş anlamı taşımaktadır. Bu noktada, karmaşık ve hassas bir süreç olarak tanımlayabileceğimiz ergenlik döneminde, aileye önemli sorumluluklar düştüğünü belirtmek gerekmektedir.
Ergenlik dönemi, çocukluktan yetişkinliğe geçiş aşamasında yaşanan bir kişilik oturtma savaşıdır. Birey, ergenlik sürecinde aslında kendisini bulma amacıyla daha çatışmacı, daha hassas ve fiziksel olarak her şeyi daha yoğun karşılamaya daha meyilli olmaktadır. Bu süreçte ergen bireyin kendini çıkmazda bulması, aslında hem fizyolojik hem de psikolojik olarak çok normaldir.
Ergen terapisi; kişilik oturtma savaşındaki, fiziksel ve psikolojik olarak hassas süreçte bulunan bireyde ortaya çıkan psikolojik, fiziksel ya da davranışsal sorunları çözmek amacıyla uygulanan yöntemlerin bütünüdür. Ergenlik dönemi sadece çıkmazlar ya da çözülemeyen problemler durumunda destek alınmasını gerektiren bir süreç değildir.
Bireyin kendini bulması sürecinde her anlamda karmaşık işleyen ergenlik, ergen terapisi uygulamaları ile bilimsel ve teknik olarak sağlıklı şekilde gerçekleşebilmektedir. Ergen terapisi ve danışmanlığı kapsamında, bireyin psikolojik sorunları, davranış problemleri ve sosyal anlamda yaşadıkları zorluklar değerlendirilmektedir. Ergen terapisi, kendini arayan ergen bireyin, her anlamda yoğun yaşadığı kavramların yeniden ele alınmasını ve pek çok anlamda ortaya çıkabilecek sorunların, yeniden oluşturulan kavramlar üzerinden değerlendirilerek çözülmesini sağlamaktadır.
Ergen birey, kendi kimliğini oluşturma aşamasında temel olarak bir bağımsızlık arayışı içerisindedir. Kendi kimliğini bulabilmesi için kendi seçimlerini yapmasına, kendi yaşamı ile ilgili düzenlemeler yapması ve sorumluluklar almasına fırsat tanınmasını talep etmektedir. Bu noktada, doğduğu andan itibaren ideal konumda bulunan anne ve baba, ideal olma niteliğini bireyin gözünde kaybetmektedir. İdeal olanın kendi dünyasındaki arayışı, ergen bireyin aile kavramındaki bütün ideal algıları yok etmesini zorunlu kılmaktadır.
Ergen bireyin aile kavramındaki ideal algıyı yok etmesi, aslında kendi idealleri ve ailenin mevcut idealleri arasında bir çatışmanın temelini oluşturmaktadır. Ergen ve aile çatışması, kendi ideallerini arayan birey ile belli idealler üzerine kurulu bir işleyişe sahip olan aile kavramı arasındaki savaşa işaret etmektedir.
Ebeveyn ve Ergen İletişimi, sadece konuşmak temelinde gerçekleştirilmemektedir. İletişim; birlikte zaman geçirmeyi, beraber üretme ve birçok açıdan paylaşım sağlamayı gerekli kılmaktadır. İletişimin gereklilikleri, kişiler arasındaki ilişkinin niteliğini belirlemektedir. Bu bakımdan doğru iletişim, doğru ilişkileniş anlamına gelmektedir.
Ebeveynlerin öncelikle ergenlik dönemindeki bireylerle, fiziksel ve psikolojik açıdan yoğun bir dönemde olduklarının bilincinde olarak iletişim kurması gerekmektedir. Ergen bireyin kendi ideal dünyasını oluşturma sürecinde, ebeveynin ergenle geçirdiği vaktin niteliği ve kurduğu iletişimin sağlıklı olması oldukça önemlidir.
Bu bakımdan ebeveyn ve ergen iletişiminin sağlıklı olması için yapılması gerekenleri şu şekilde sıralayabiliriz;
Ebeveyn ile çocuk ilişkisinin aslında en temelden, arkadaşlık ilişkisi üzerine kurulması gerekmektedir. Bireyin kendi kimliğini oluşturma süreci, bir sosyallik ve arkadaşlık temelinden hareketle gerçekleşmelidir. Bu süreç arkadaşlık, tutarlılık, disiplin, güven duygusu ve aile olma kavramları ile doldurularak birey olmanın her aşamasında dengeli şekilde işlenmelidir. Fakat her ailede ebeveyn ile ergen birey arasında sağlıklı ilişki kurulamamaktadır. Bu noktada ise ergen terapisi önem kazanmaktadır.
Ergen terapisi Ataşehir bölgesinde alanında tecrübeli ve deneyimli psikologlar tarafından yürütülen bir terapidir. Ergenlik, ne tam çocukluk ne de tam yetişkinlik olmadığı için ergenlik dönemi boyunca psikolojik sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Ergenlik dönemi boyunca sıkıntılar, sadece kişinin kendisi ile alakalı değildir. Ergen bireyin ailesi ile olan iletişimin şekli, arkadaş çevresi vb. unsurlar, ergen bireyin psikolojisi üzerinde etkilere sahip mekanizmalardır.
Ataşehir ergen terapisi sayesinde, ergenlik döneminin kişiye yol açtığı sorunlar aşılmaya çalışılıp ergen birey sorun çözme yollarını öğrenme fırsatı bulmaktadır.
Ataşehir ergen terapisi hakkında daha çok bilgi almak ve randevu almak için 0553 558 22 22 veya 0535 607 81 08 numaralı telefonlardan bize ulaşabilirsiniz.
Ergenlik çağı, fiziksel, duygusal ve zihinsel olarak bir çocuğun yetişkinliğe geçiş dönemidir. Ergenlik çağı genellikle 11-14 yaşları arasında başlar ve 18-25 yaşları arasında sonlanır. Ancak bu yaş aralıkları bireysel farklılıklara göre değişebilir.
Ergenler, ergenlik dönemindeki fiziksel, duygusal ve zihinsel değişimler, stres, kaygı, depresyon gibi rahatsızlıklar nedeniyle terapiye başvurabilirler. Ergen terapisine en sık başvuru nedenleri arasında; kişilik değişiklikleri, aile içi problemler, cinsiyet ve kimlik sorunları, sosyal problemler, depresyon ve kaygı bozuklukları gibi unsurlar bulunmaktadır.
Ergen terapisi süresi, her bir ergenin ihtiyaçlarına ve rahatsızlıklarına göre değişebilir. Terapinin süresi, haftalık seansların sayısı ve terapinin ne kadar süreceğine karar verilen amaçlara göre belirlenir. Terapinin süresi ortalama 10-20 seansta tamamlanabilir ancak daha uzun veya daha kısa da olabilir. Terapi süresi, terapist ve ergen arasındaki iletişim ve iş birliğine de bağlıdır.
Ergen terapisi, gençlerin ergenlik döneminde yaşadıkları zorluklarla başa çıkmak için gerektiğinde kullanılabilir. Ergenlik dönemindeki fiziksel, duygusal ve sosyal değişimler, çatışmalar ve kaygılar gibi durumlar, ergen terapisi için bir ihtiyaç yaratabilir.
Ergen terapisi çoğunlukla 12 ila 18 yaş aralığında olan ergen bireyler için yapılan bir terapidir. Ancak, bireysel durumlar ve ihtiyaçlar göz önünde bulundurularak daha yaşlı veya daha genç bireyler de ergen terapisi alabilir. Terapi süreci, kişinin yaşına, ihtiyaçlarına ve sorunlarına göre farklılık gösterebilir. Önemli olan, bireyin sorunlarını çözmekte yardımcı olacak uygun bir terapiyi bulmasıdır.
Evet, ebeveynler ergen terapisi sürecine katılabilir. Ebeveynlerin terapiye katılması, ergenin sorunlarının nedenlerinin ve çözüm yollarının daha iyi anlaşılmasına yardımcı olabilir. Ayrıca, ebeveyn-çocuk ilişkisi üzerindeki olumlu etkileri de vardır. Terapist, ebeveynlerin terapiye katılımının faydalı olup olmayacağını değerlendirecek ve ebeveynlerle birlikte en uygun yaklaşımı belirleyecektir.